Friday, April 02, 2010

IKI KENTSEL MUHALIF UYKU[suz]daydi...

IKI KENTSEL MUHALIF MURAT C. YALCINTAN ve ERBATUR CAVUSOGLU, 30 mart sali aksami hakikaten UYKU[suz]a donusen bir aksamda Taskışlalılarlaydı...

1950'lerden beri İstanbul'un kentsel dönüşümünde yer alan dinamiklerdeki 2000'lerin radikal dönüşümü ışığında ele alan konuşmacılar, 'dönüşüme ihtiyaç var' sloganına karşı değiller... Ama Plansız/programsız kapalı kapılar ardında alınan ve mğduriyet yaratan kararlarla kente müdahaleler serisine karşı eleştirel tavır koyuyorlar...

İlhan TEkeli'in de belirttiği gibi 'İstanbul'u planlamam anlayışı'nı gerek yerel yönetim gerekse TOKİ başkanının söylemleri üzerinden ele almaktalar...
Daha Planları dava konusuyken, yıkımların gerçekleştiği ve mağduriyet yaratan sözde kentsel dönüşüm projelerini eleştirmekteler.
Henri Lefebvre'in 'The Production of Space ve Cities' çalışmasında ele aldığı gibi, mekanın yeniden üretimiyle, ekonominin yeniden dağıtım sürecinde, İstanbul'da büyük rant ve büyük hasızlık süreçlerinin yaşandığına dikkat çekmekteler... Mülk üzerinden zenginlik tanımlı ortamda, kentsel rant dağıtımının gerçekleşmesinde, özellikle şirketler üzerinden süreci gerçekleştiren yerel yönetim ve TOKİ bağlamındaq, kamu yararı konusunu sorgulamaktalar.
Yeni master Planın, İstanbul'da yeni bir sınıfsal harita çizdiğine dikkat çeken konuşmacılar, bu ideolojiye tepkinin Maltepe ve Sulukule süreçlerinde verildiğinin belirtmekteler...

Bu ortamda, küreselleşmeye karşı olmadan 'alternatif bir küreselleşme modeli'nin gerçekleştirilebileceğinin altını çizen Yalçıntan ve Çavuşoğlu, ulus-devletin ve milliyetçiliğin micro-politikalarına/söylemlerine sığınmamak gerektiğini söylemekteler...

Günümüz iktidarınn 'neo-liberal' söylem üzerinden meşrulaştırdığı ve 'istanbul'da yaşaman ayrıcalıktır' diye vurguladığı bir ortamda, bu söyleme karşı kentsel küçük müdahalelerin, pratiklerin nasıl stratejik olabileceğini vurgulamaktalar.
Toplumsal karşı çıkışın nasıl olabileceğini sorgulayan iki akademisyen, kentsel süreçlerde, sistemin şeffaflaşmasının şart olduğunun altını çizmekteler...
Bu süreçlerde, mahalle halkının yanında olmanın kritikliğinr, bunun süreklilik ve yaratıcılık yanının önemini vurgulayan araştırmacılar, tıpkı Sulukule ve Maltepe-Başıbüyük'te olduğu gibi direnç süreçlerinin devamını tetikleyecek 'oyun'ların arttırılması gerektiğini savunmaktalar.

Strateji kullanmak, merkezi ve yerel yönetimin kapalı kapılar ardında aldığı kararları deşifre edip karşı koymanın en etken yöntemi...

No comments: